Kureyşli ve Hâşimî olan Ummul Haseneyn Fâtima vâlidemiz ?, Rasûlullâh’ın soyunu devam ettiren, Cennet gençlerinin Efendileri olan Hasan ve Hüseyin Efendilerimizin temiz ve pâk olan mübarek anneleridir. Fâtima validemizin annesi de Rasûlullâh’ın ilk eşi ve destekçisi, iman edenlerin öncülerinden olan Hatice binti Huveylid‘dir.
Fâtima ? Rasûlullâh Efendimizden birçok hadîs rivayet etmiştir. Öyle ki; Âişe vâlidemiz, Enes ibn-u Malik ve Ummu Seleme gibi sahabiler Fâtima vâlidemizden
Rasûlullâh’ın hadîslerini rivayet etmişlerdir.
Rasûlullâh Efendimiz Fâtima validemizi ? çok sever ve ona çok ikramda bulunurdu. O; tertemiz mütevazi, alçak gönüllü, saygıdeğer bir hanımdı. Rasûlullâh Efendimiz, bu ümmetin kadınlarının en faziletlisinin, en üstününün Fâtima validemiz olduğunu bildirmiştir. Yalnız genel bakımdan kadınların en faziletlisi Îsâ Peygamberin annesi Meryem vâlidemiz olup sonrasında da Fâtima validemiz gelmektedir. İmam Buhâri Fâtima‘nın rivayet ettiği hadîsleri kitabında zikrettiğinde, “ona selam olsun” anlamına gelen “aleyhesselâm” diyerek zikretmiştir.
Birçok âlimin görüşüne göre Fâtima ? Rasûlullâh Efendimizin bi’setinden yani kendisine peygamberlik verilmesinden yedi buçuk sene önce doğmuştur. Bazı âlimlere göre ise Peygamberimizin bi’setinden sonra doğmuştur.
Peygamberimizin dört kız çocuğundan Zeyneb, Rukayye ve Ummu Kulsûm’den sonra doğan ve onların en takvalısı olan Fâtima validemizdir ?. Onun, Peygamber Efendimizin kalbindeki yeri de çok özeldi. Âişe validemizin ? şöyle dediği rivayet olunur: “Rasûlullâh’ın konuşmasına Fâtima‘nın konuşması kadar benzeyen başka birini görmedim.”
Rasûlullâh Fâtima‘yı ? o kadar çok seviyordu ki; ne zaman Fâtima validemiz Rasûlullâh’ın yanına gelse Efendimiz ayağa kalkar, elini tutar, kızını öper ve kendi yerine oturturdu. Fâtima ? da aynı şekilde Rasûlullâh geldiğinde ayağa kalkar ve babasının elini öperdi.
Peygamberimiz, kızı hakkında; “Fâtima benden bir parçadır, onu üzen beni de üzer.“ buyurmuştur. Rasûlullâh Fâtima hakkında şöyle buyurdu: “Fâtima kendini zinadan korudu, geçerli bir nikah ile evlendi; onun soyundan gelene
Cehennem ateşi haramdır.“
Fâtima‘ya ? verilen nimetlerden biri de kıyamet gününde şefâat hakkıdır. Kendi soyundan gelene şefaat etmesi daha evla olanıdır. Âişe ? şöyle dedi: “Peygamberin hanımları, onun yanında otururlarken Fâtima ? tıpkı Rasûlullah gibi yürüyerek çıkageldi. Rasûl-i Ekrem onu görünce sevindi ve ‘Merhaba kızım‘ diyerek sağ veya sol yanına oturttu. Sonra Fâtima’nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Fâtima yüksek sesle ağlamaya başladı. Onun aşırı üzüntüsünü görünce kulağına bir şey daha fısıldadı. Bu defa da Fâtima güldü. Fâtima’ya:
-Rasûlullâh hanımları yanındayken sadece sana bir sır verdi; sen de ağladın, dedim ve Rasûlullâh kalkıp gidince, ona: ‘Rasûlullâh sana ne söyledi?‘ diye sordum.
Fâtima ?:
-Rasûlullâh’ın sırrını kimseye söyleyemem, dedi.
Rasûlullâh vefat edince de:
-Rasûlullâh’ın sana verdiği sırrı bana söylemeni istiyorum, dedim. Fâtima ? şunları söyledi: Rasûl-i Ekrem kulağıma ilk olarak söylediği gizli sözünde, Cebrâil’in nâzil olan Kur’ân âyetlerini baştan sona okumak üzere her yıl bir defa geldiğini, fakat bu yıl aynı maksatla iki defa geldiğini söyledi ve ‘ölümümün yakın olduğunu anladım‘ buyurdu. Bunun üzerine gördüğün gibi çok ağladım. Benim çok üzüldüğümü görünce kulağıma tekrar bir şeyler fısıldayarak: ‘Fâtima ? bu ümmetin kadınlarının en faziletlisi sensin ve benden sonra ilk sen öleceksin.‘ buyurdu. O zaman da güldüm.”
Fâtima ? Rasûlullâh’ın vefatından o çok etkilendi. »
Öyle ki insanlar onu defnettikten sonra Enes‘i gördü ve “Ey Enes, Rasûlullâh‘ın üzerine nasıl toprak atabildiniz?” dedi ve bir şiir okudu:
“Ey babam, muhakkak ki sen Cennet’in en üstün makamındasın.
Ahmed‘in toprağını koklayan kişi, ömür boyu başka güzel ve pahalı kokular koklamasa ne kaybeder?!
Benim üzerime öyle bir acı indi ki bu acı gündüzlere inseydi, gündüzler kararır gece olurdu.”
Rasûlullâh Fâtima‘yı ? Ali ile nişanlayacağına söz vermişti fakat bu, insanlar arasında pek bilinmediği için Ali Efendimiz ile nişanlanmadan önce Fâtima‘yı ? Ebû Bekir ve Ömer Efendilerimiz istemişlerdi.
Hazreti Ali Fâtima‘yı ? istemek için Rasûlullâh‘ın evine girdi, oturdu. Rasûlullâh da Hazreti Ali‘nin sebeb-i ziyaretini sordu. Ali sustu, konuşamadı. Rasûlullâh da: “Sen Fâtima‘yı istemeye geldin.” deyince Ali : “Evet” dedi. Bunun üzerine Efendimiz : “Peki mehir olarak ne hazırladın?“ buyurdular.
O da mehir olarak kendine ait bir zırhının olduğunu söyledi. Rasûlullâh da bunu kabul etti. Rasûlullâh Fâtima‘ya ?: ‘Ali seni andı‘ yani Ali seni istiyor buyurdu. Fâtima ? susarak tasdikledi. Âlimler evlenme talebi haberini getiren babaya karşı bekar kızının susması, kızın durumu kabul ettiğini göstermektedir buyurdular.
Fâtima validemiz ? evlendiğinde Bedir Savaşı sonrasıydı ve 18 yaşındaydı. Düğün merasiminin ardından Ali‘nin evine yerleşti. Bu merasimde Rasûlullâh, Ali Efendimize mealen: “Ben size geleceğim“ buyurdular.
(Yani Fâtima‘ya ? yaklaşma, önce beni bekleyin.) Rasûlullâh onların evine gitti ve bir bardak suya okudu. O sudan Ali‘nin yüzüne göğsüne ve ellerine sürdü. Fâtima validemize de aynı şekilde yaptı ve onların bereketi için dua etti.
Birgün Peygamberimiz kızı Fâtima ? ve Ali‘yi ziyarete gitti. Yanlarında torunları Hasan ve Hüseyin de vardı. Onlara bir örtü örttü ve dedi ki: “Allâh‘ım bunlar benim Ehl-i Beytim,
Allâh’ım onları küfürden ve şirkten koru.“ Allâh’ın kudreti ve yaratması ile duvarlardan “Âmîn, âmîn, âmîn“ diye sesler duyuldu.
Fâtima ? ve İmam Ali’nin evliliklerinden Hasan, Hüseyin ve Muhsin isimli 3 erkek çocukları oldu. Meşhur olanları Hasan ile Hüseyin Efendilerimizdir. Muhsin, Peygamber Efendimiz zamanında henüz küçükken vefat ettiğinden âlimler onu çok zikretmediler. Zeyneb ve Ummu Kulsûm isimlerinde iki de kız çocukları oldu.
Daha sonraları Ummu Kulsüm hazreti Ömer’le, Zeyneb ise Abdullâh ibn Cafer ibn Ebî Tâlib ile evlendi.
Erkek çocuklarının isimlerini Peygamberimiz koydu. Hasan doğduğunda Ali Efendimiz ismini savaş manasına gelen Harb koymak istedi, Rasûlullâh Hasan ismini verdi. İkinci çocuğu olduğunda İmam Ali ona da Harb ismini vermek istedi. Efendimiz Muhammed onun ismini de Hüseyin koydu. Yine 3. çocuk olduğunda Harb ismini koymak istedi. Rasûlullâh yine Harb yerine Muhsin ismini koydu. Hasan iyi anlamına gelmekte Hüseyin de ona benzer bir anlamdadır.
Peygamber Efendimiz torunlarına, Hârûn Peygamberin oğullarının Süryanice olan Şebber, Şubeyr ve Muşebbir isimleriyle aynı manaya gelen Hasan, Hüseyin ve Muhsin isimlerini koymuştur.
Fâtima ? ve Ali Efendimizin çok mütevazı bir hayatı vardı. Onlar evlendiklerinde Ali Efendimizin evinde sadece iki kişiye yetecek iki yastık, bir döşek, bir kırba, tabak ve buna benzer ufak tefek eşyalar vardı. İhtiyaç fazlası lüks şeyler yoktu. Âhirette ise onların nasipleri büyük olacak, büyük makamlara sahip olacaklar. Evde un değirmeninde un öğütmekten elleri nasır tutan ve yorulan Fâtima validemiz hizmetçi istemek için bir gün Rasûlullâh’ın evine gitti. Babasını evde bulamadı. Meramını Âişe vâlidemize anlattı.
Rasûlullâh eve geldiğinde Âişe ? onu durumdan haberdar etti. Rasûlullâh Efendimiz Fâtima vâlidemiz ve Ali Efendimizin evine gitti. Onlar yatakta idiler uyuyacaklardı. Efendimiz onların ikisinin arasına oturdu ve: “Size hizmetçiden daha hayırlı bir şey öğreteceğim; Her gece uyumadan önce 33 sefer Subhânallâh, 33 sefer
Elhamdulillâh, 34 sefer Allâh-u Ekber deyin!“ buyurdular.
Bazı âlimler buna devam edenin, büyük güç ve kuvvete ulaşacağını söylediler. İmam Ali’nin bunları her gece okuduğu rivayet edilmektedir. Bu tavsiyeden yıllar sonra Sıffın Savaşı‘nın gecesinde bile okuduğu rivayet edilir. Ona “O gecede de mi okudun“ diye sorulduğunda:
“Evet o gecede bile, çünkü bunu bana Rasûlullâh nasihat etmişti.“ demiştir.
Hadîste rivayet edildiğine göre kıyamet gününde bir meleğin sesi işitilecektir:
“Ey insanlar gözlerinizi eğin, Peygamber kızı, Muhammed ‘in kızı Fâtima geçecek!“
Bu hitap Fâtimâ‘nın ? mahremi olmayan erkekleredir. Bu ise Fâtima‘nın ? makamını beyan içindir. Fâtima‘nın ? tüm kardeşleri Rasûlullâh hayatta iken vefat ettiler. Fâtima validemiz ? Efendimizin bildirdiği üzere Peygamberimizden sonra çok geçmeden (rivayet edildiğine göre 6 ay sonra) 24 yaşında vefat etti ve gece gömüldü. Fâtima validemizi Ali yıkadı. Cenaze namazını da Abbâs kıldırdı. Bakî mezarlığına defnedildi.
İmam Ali , Fâtima validemiz ? hayatta iken başka bir kadınla evlenmemiştir.